En son ne zaman, avucunuzu en yumuşak ve korunmasız haliyle birileriyle kenetlendirmek istediniz? Peki, en son ne zaman birilerine, en yumuşak tarafınızı gösterdiniz?

Hiç sahilde yürürken, 'Gel bir el falına bakıyım bacım.. ' diye, kendinden emin gözlerle sizi kendine doğru çeken bir çingeneye denk gelmişliğiniz var mı?

Neden EL FALI diye hiç düşündünüz mü?

 Neden? 

Vücudumuzun en temel parçalarından biri olan EL'in anlamı ve işlevi ve diğer parçalarımıza göre farkı nedir size göre? 

Elinizin içine ve dışına baktığınızda, size anlatacağı çok şey vardır, aslında. 

Elinizin içine baktığınızda; sizi diğer insanlardan ayıran bütün özelliklerinizi sembolize eden; EL İZLERİNİZİ görürsünüz.

İlk oluşumunuzdan itibaren, hayatınızı incelediğinizde öncelikli olarak ilginizi çeken şeye doğru gittiğinizi fark edersiniz. Sonra, ona doğru giderek yaklaşırsınız, dokunarak hissetmeye ve anlamaya çalışırsınız.

Önce elinizin içiyle kavramaya çalışırsınız. Kontrol edip, edemeyeceğinizi anlamaya çalışırsınız. Bazen elinizle kontrol edebileceğiniz küçüklükte şeylerle karşılaşırsınız. Bazen de, elinizle sadece belirli noktalarını kavrayabileceğiniz, kontrol etmeye çalışmaktansa, bir parçası olmayı isteyebileceğiniz şeylere doğru gidersiniz.

Peki, bir elin, kontrol edemeyeceği büyüklükte bir şeyi kontrol etmesindense, o elin, bir parçası olmayı istemesi ve ya sahiplenmesini, sahiplenilmesini sağlayabilecek eylem, nasıl gerçekleşir sizce?

Bu hayatta kontrol etme ihtiyacı hissetmeyeceğiniz kadar güvendiğiniz, emin olduğunuz, yanındayken huzurlu ve yumuşacık hissettiğiniz insanlar var mıdır?

Peki sizi, öyle hissettiren olaylar olmuş mudur? 

Hepsini hatırladığınızda, oraları nasıl yerlerdir? Nasıl insanların yanıdır? 

Aidiyet duygusu neyle başlar bilir misiniz? 

Ait olmak? 

Sahiplenilmek? 

Sahiplenmek? 

Bütün bu güzel duyguların içiçe olacağı, ve iki avuç içinin var gücüyle birbirini 'Sen nerdeydin daha önce?' diye sorgulatırcasına, özlemle kavrayarak 'yeni bir dünya' oluşturacağı, yeni güzel bir çalışmanın içinde yer almak ve bu size özel çalışmanın bir parçasını oluşturmak ister misiniz? 

O zaman Sizi 19- 20 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek olan, Mayıs Kampı Çalışmamıza beklemekteyiz.

Mayıs ayında, güneşin essiz ışıltısı ve sıcaklığının, aşkın ışlığı olan rüzgarla dans ettiği yerde;  Alaçatı'da bahar kampımızı gerçekleştireceğiz.

ENA Therapia Mayıs Ayı Kamp Çalışması
19 Mayıs 2016 Perşembe Günü
İLK GÜN OTURUMU

12:00 - 13:30 = Açılış; Grubun yapısına uygun bir şekilde 'el izi oyunuyla' ısınma, tanışma ve bol kahkaha çalışması,

13:30 – 14:30 = Hep birlikte konakladığımız Antmare Otel’de öğlen yemeği arası

14:30 - 15:30 = İlk dünyaya geldiğiniz an itibariyle, 'sezgisel olarak kimin elini tuttunuz?, diye bir soru size sorulduğunda, vereceğiniz cevapla doğru orantılı olarak, karşımıza çıkan bilgiler doğrultusunda, hiçbir şeyi bilmeyen bir bebeğin, gözleri kapalı bile olsa, ona yaklaşan birşeylerden dolayı, 'sadece' sezgileri ve hisleriyle nasıl kahkahalar atabildiği ve başka birşey karşıısnda da bir anda gerilerek nasıl ağladığının kanıtının olduğu bir çalışma yapılacaktır. Amaç; akıl ve mantığınızın köreltmeye başladığı en değerli yönlerinizi tekrardan ortaya çıkartmak için fırsat vermek. Ve en az diğer canlılar kadar kıymetli olan insan sezgilerinizi avucunuzun içine, en kıymetli izlerinizin içine yerleştirebilmek olacaktır.

15:30 - 16:00 = Kahve, çay, soluklanma arası…

16:00 – 17:30 = İlk olarak, avuç içinizi, neden kapatmaya ve korumaya başladınız? diye bir sorunun karşılığı olacak güzel bir ENA Oyunuyla, size var olan sorunun cevabını, ENA Oyunu eşliğinde keşfettirmek. Farkına varılan önemli ayrıntıların, kişi şayet isterse, grup içinde paylaşımının yapılmasına fırsat vermek.

17:30- 18:00 = Kahve, çay, soluklanma arası…

18:00- 19:00 = Dinginleştiren ve tekrardan yumuşatan farklı ve süpriz bir ENA Oyunuyla ilk oturum gününü sonlandırmak.

 

20 Mayıs 2016 Cuma Günü
İKİNCİ GÜN OTURUMU

11:00- 12:30 = Güzel ve birlikte yapılan keyifli bir kahvaltı sonrasında, önceki gün yapılan çalışmalardan kalan paylaşım ihtiyaçları neticesinde, paylaşım aktarımına  fırsat verilmesi.

Alınan paylaşımlarla birlikte şekillenecek yeni bir ENA Oyunuyla, insanın en kıymetli ve güçlü organlarından biri olan ‘aklı’nı ön plana çıkartarak, bir çalışma yapmak. Aklınız ve ruhunuzun birleştiği bir noktada, avucunuzu bedeninizle birlikte nasıl özgürleştirebileceğinizin formülünün size sunulması. Bazen ne kadar çok istesek de, bir takım etkenler, tekrardan kendimizi salıvermemizi engeller. Beyninizi ve ruhunuzu meşgul ederek, avuç içinizin kapanmasına neden olan ‘bariyer’leri tespit edeceğiniz bir oyun eşliğinde farkındalık kazanmanızı ve, kendi kendinize koyduğunuz ‘gerçek engelleri’ fark etmenizi sağlamak.

12:30 – 13:00 = Kahve, çay ya da nefes alma molası…

13:00 - 14:30  = Engeller; ancak onları ‘engel’ olarak gördüğünüz sürece karşınızda bariyer görevi üstlenir. ENA

Herkesin hayatında yetiştiği aile, ve çevresel etkenlerden dolayı, uygun gördüğü ‘doğru ve yanlış’lar vardır. Bazen doğrular, bazen yanlışlar, bazen de kesişmeyen doğru ve yanlışlar, yani; düşünce tarzınız, karşınızda engel oluşturur.

Bu engeller bazen çok istediğiniz şeylere kavuşmanızı bile engeller. Avuç içinizi açmanızı engelleyen faktörlerin, süpriz olacak bir ENA Oyun’yla tespit edilmesi, ve ortadan kaldırılması gereken ‘engellerse’ bunlar, çözümünün yapılması

14:30- 15:30 = Keyifli bir yemek molası eşliğinde, öğlen yemeği arası…

15:30- 17:00= Bir düşünce eken; bir davranış biçer,

                           Bir davranış eken; bir huy biçer,

                           Bir huy eken; bir alışkanlık biçer,

                           Bir alışkanlık eken; bir karakter biçer,

                           Bir karakter eken; bir KADER biçer. 

FREUD

Kaderinizi oluşturan ilk tohumu; yani ‘düşünce tarzınızı’ değiştirerek, daha mutlu ve keyifli kaderler oluşturmak isterseniz eğer, gelecekten iki tane falcı karşımıza çıkacak.

Tıpkı, mis kokan dinlendirilmiş ve havalandırılmış toprağın içine attığınız tohumların, size olumlu şeyler söyledikçe; filizlenerek açması… Ya da ‘seni ekiyorum ama nasıl olsa hiçbirşey çıkmayacak senden.’ diyerek var olan güzel tohumun, yok olmasını sağlaması, gibi…

İki farklı falcı; ikisi de gerçekçi… İkisi de doğruları söylüyor. Ama biri hayatın ‘yaşayan ve yaşatan’ gerçeğinden bahsediyor. Diğeri ise yaşamın ‘yok eden’ gerçeğinden…

Biri, sizi daha uzun bir yaşama götürecek, diğeri ise daha karışık, karamsar ve sıradan bir hayatın içine…

Falcılardan biri; gerçekçi sınırlar dahilinde, pozitif ve güzel şeyler söyleyecek. Engel olarak gördüğünüz şeyleri yumuşatmanızı da sağlayarak. Belki de istediğiniz hayata, avuçlarınızı tekrardan en yumuşak haliyle açtırırcasına tutunmanızı sağlayacak.

İkinci Falcı; gerçekçi sınırlar dahilinde olumsuz ve negative şeyler söyleyecek. Engel olarak gördüğünüz herşeyin aslında, haklı ve doğru engeller olduğunu söyleyecek. Siz de onu duydukça, elinizi daha da sıkı kapatacaksınız.

Ama çalışmamızın hedefi, avucunuzu; sizin bireysel görüş ve özgür irade sınırlarınıza da saygı göstererek, en yumuşak halinizle tekrardan açmanızı sağlamaksa, zaten siz iyi falcıyı duyacaksınız.

İyi Falcı Kim mi? Tahmin edin bakalım.

17:00 – 18:00 = Seçimleriniz; sizi sembolize ediyorsa, siz kimsiniz? Çalışmamızın içinde, herbirimizin ulaşabileceği noktada, birbirinden farklı; avuç içi, ve avuç dışını sembolize eden oyuncaklarımız olacak. İçlerinden her birinin, sizin avuç içiniz ve dışınızla ortak özelliği olacak. Siz hangileriyle, bazen kardeş, bazen arkadaş, bazen hayat arkadaşı, bazen çalışma arkadaşı olarak, kenetlenerek ilerlemek ve bu hayatı yaşamak isterseniz, kendiniz için doğru ve sağlıklı seçimi yapabilmeniz adına, ‘HANGİ EL SENİN, HANGİ EL BENİM’ ÇALIŞMASI yapılacak.

MUTLU VE KEYİFLİ SON; Evet, tahmin edebileceğiniz gibi, gene değişik bir ENA Klasiğiyle, değişik ve sonrasında tatlı tatlı düşündürterek, hayatınızın geri kalan kısmında daha huzurlu, daha dingin ve daha mutlu yaşatacak formülleri öğreneceksiniz. Kendi avucunuzun içindeki ‘yaşam çizgilerinizi’ kendi istediğiniz şekilde yöneteceksiniz. Ve sonra da mutlu son olacak, çünkü mutlu son= istediğiniz son’dur.

Çalışmamızın Yapılacağı Yer:

Antmare Hotel Alaçatıdır.

Çalışmamız, perşembe sabahı ucakla İzmir’e inerek, otele gelecek olan grup üyelerimiz için 12:00’de başlatılarak. 19:00’da bitirilecektir.

Work Shop’umuz bittikten sonra, çalışmamızı haftasonu tatliliyle birleştirerek kullanmak isteyen grup üyelerimiz dışında geri dönmek isteyenler için de, keyifli bir kahvaltı sonrasında 11:00’de başlatılarak, 18:00’de sonlandırılacaktır.

Çalışmamızın Ücreti

Alaçatı, Antmare Otel’de full donanımlı konaklama ve ‘EL FALI VE FALCISI’ work shop çalışma ücretimiz 9,300 tldir + (%18 kdv) = 10.974 tldir.

Ödemenizi, arzu ederseniz, ENA Therapia Psikoterapi Merkezi Hesabı; TR59 0004 6001 7588 8000 1854 92’ye yapabilirsiniz. Arzu ederseniz de, merkezimize gelerek, Merkez Asistanımız Figen Apaydın’a yapabilirsiniz.

Ödemenizle birlikte kimlik bilgilerinizi de tarafımıza bırakmanız, otelde konaklama işlemlerinizde hızlılık yaratabilmemiz adına önemlidir.

Daha ayrıntılı bilgiye ihtiyacınız olursa, lütfen bizi arayınız efendim. Merkez Asistanımız Figen Apaydın size severek yardımcı olacaktır.