Evli olan çiftlerin karşılaştıkları sorunları ele alıp çözüme ulaşmayı hedefleyen bir terapi modelidir.
Bu terapide, çiftler arasında terapist tarafından yönlendirilen konuşmalara yer verilir. Genel olarak çift birlikte seansa katılırken bazen tek bir kişiye de ilişkisi baz alınarak çift ve evlilik terapisi yapılabilir. Bu terapide, çiftlerin birbirlerini daha iyi anlaması hedeflenir.
Çağımızın değişen koşullarında kadın olmak ya da erkek olmak gibi kavramların sorgulanmaya başlandığı noktada, ilişkilere yüklenen anlamlar ve ilişkiyi yaşayış şeklinde, ciddi değişiklikler gözlemlenmektedir.
Kadın ve erkeği tanıdığımız yer, önce doğup büyüdüğümüz yerdir. Anne ve babamızı gözlemleyerek ve model alıp taklit ederek büyüdüğümüz bir ortamda, haliyle onlar gibi kadın ya da onlar gibi erkek olmaya çalışarak bir gelişim sürecine gireriz. Zamanla birlikte, yaşımız ilerledikçe, içinde bulunduğumuz çevre değişip geliştikçe, çevreninde etkisiyle başka kadın ve erkek modelleriyle karşılaşmaya başlarız. Derken aklımız ve mantığımızdaki anne ve babamızın temellerini attığı kadın ve erkek modeli, çevresel koşullarla biraz daha farklılaşmaya ve değişmeye başlar.
Mükemmel İnsan Kavramı
Mükemmel insan diye bir kavram, gerçek anlamda olmadığı için mukemmel anne ve mükemmel baba da yoktur. Dolayısıyla mükemmel kadın ve mükemmel erkek de yoktur. Her insanın olumlu olduğu gibi olumsuz yönleri de vardır. Tıpkı anne ve babamızda olduğu gibi. Bu çevresel koşulların da etkisiyle görmeye başladığımız olumsuz özellikleri, kendimizde barındırmamak için özel çaba gösteririz. Annemin ya da babamın yaptığı hatayı yapmayacağım diyerek. Ya da annem kadar …… bir kadın ve babam gibi …… bir erkek olmalıyım, diye düşünür dururuz.
Hayatımızda sahip olduğumuz mevcut rollerimizden ötürü çeşitli ilişkilerimiz vardır. İş arkadaşlarıyla olan ilişkiler, ebeveyinlerimizle olan ilişkileri arkadaşlarımızla olan ilişkiler ya da eşimiz, sevgilimizle olan ilişkiler. Kadın erkek ilişkilerini baz alacak olursak, bu tarz ilişkiler bireyin kendinde saklı bıraktığı, en hassas noktalarına kadar, ortaya dökmesine neden olan ciddi bir duygusal bağ ortamıdır.
Kişinin erkek- kız arkadaşını neden seçtiği, ne tarz bir ilişki yaşadığı, bu ilişkiden ne kadar beslenebildiği ve mutlu olduğu, ilişkinin analizini yapabilmek adına önemli başlıklardır. Her seçim bilinaçaltımızla ilgili önemli bilgileri yansıtır. Kişi bazen hep aynı kişilik özelliğine sahip insanları farkında olamadan seçebilir ve sonrasında da “Neden hep beni bu tarz insanlar buluyor?
Böyle Değildi Sonradan Ne Değişti
Neden mutlu birliktelikler yaşayabileceğim insanlarla karşılaşmıyorum?” diye düşünebilir. Ya da “İlk evlendiğimizde böyle değildi, sonradan neler oldu da değişti? , Ben severek evlenmiş olabilirim ama çocuklarımın annesi ya da babası olarak yanımda görmek istediğim kişi, o olmayabilir mi acaba?” …. gibi soruları cevaplandırmaya çalışabilir.
Bütün bu tarz soruların cevabı aynıdır aslında, herşeyin cevabı bilinçdışı düzlemde saklıdır ve bu da yaptığınız her seçimi doğrudan ya da dolaylı yollardan etkiler.
Sağlıklı ve mutlu bir ilişki yaşayabilmenin yolu, aslında kişinin kendisi için doğru kişiyi seçmesinden önce, kendini doğru tanımasından geçer. Kendini gerçek anlamda tanıyabilmiş olan bireyler, nasıl biriyle mutlu ve sağlıklı bir birliktelik kurup kurmayacaklarını bilirler. Bu nedenle de karşılarına ilk çıkan insanları değiştirebileceklerini düşünerek çaba ve zaman harcamaktansa, kendileri için doğru olan insanın kim olduğunu bilerek, o yönde seçim yaparlar. Ve mutlu sağlıklı, alış ve verişlerin karşılıklı olduğu ilişkiler yaşarlar.
Şu çok net bir gerçektir ki, kişi kendi ailesinde, ilişkiyi yaşama şeklini nasıl görürse, dışardaki hayatında da farkında olmadan bilinçdışı bir şekilde, onu arar. Örneğin karı-koca ilişkilerinde kadının dominant olduğu bir aile düzenine alışık bir bayan, kendi ilişkisinde de baskın olma girişiminde bulunur. Ya da kendini yok sayan bir kadın, ya da erkek model alındıysa, bireyin kendi ilişkisinde de kendini yok sayan biri olması çok mümkündür.
Diğer taraftan ailede öğrendiklerimizi kendi hayatımızda da devam ettirmek dışında, öğrendiklerimizin tam tersi davranışlarda da bulunup, beklentiler içinde olabiliriz. Bu da tamamiyle gene ailemizden öğrendiğimiz “ters öğrenme” dediğimiz bir etkiyle meydana gelir. Kısacası ailemizde doğrudan, ya da ters şekilde öğrendiğimiz herşey hayatımızı bir şekilde önemli düzeyde etkiler.
Hiçbir Seçim Tesadüf Değildir
Hayatta hiçbirşey tesadüf olmadığı gibi hiçbir seçimde tesadüf değildir. İlişkilerimiz dahil olmak üzere, bütün seçimlerimiz bilinçaltımızın eseridir. Bu nedenle de kendini gerçek anlamda çözüp tanıyamamış biri, farkında olmadan hep birbirlerine benzeyen kişileri seçer. Bilinmelidir ki, kişinin mantığıyla açıklayamadığı bu seçimler, ancak ve ancak psikoterapi desteği ve bilinçaltı çalışmalarıyla çözülebilmektedir.
İlişkisiyle ilgili sorun yaşayan bireyler bazen kendi kendilerine bir takım sıkıntıların üstesinden gelebilirler. Bazen de işin içinden çıkılamayacak noktalara gelirler.
Benim için doğru kişi değil ama kopamıyorum,
Çok büyük hataları oldu ama onsuz yaşayamıyorum,
Şiddet meyilli ama vazgeçemiyorum,
Birbirimizle konuşamıyoruz,
Anlatıyorum ama bir türlü beni anlamıyor,
Beni duymuyor,
Benim için birşey yapmıyor,
Beni değerli hissettirmiyor,
Ilişkinin başında farklıydı, şimdi çok farklı,
Heyecanımı kaybettim,
Sevgimi sorgulamaya başladım,….
Gibi düşünceler bazen psikoterapist gibi, profesyonel bir ayna görevi görecek bakış eşliğinde değerlendirilmeye ihtiyaç hisseder. EnaTherapia olarak, konu başlıkları;
Evlilik öncesi ilişkiler,
Evlilik
İlişkiler (iş, arkadaş, ebeveyin,…)
ile ilgili olarak hem bireysel hem de grup psikoterapisi alanlarında destek verilmektedir.
İlişki ve Çift terapilerindeUzman Psikoterapist, çiftleri mevcut sorunlarını paylaşmaları adına bir arada görmeyi tercih eder.( fakat bu zorunlu bir durum değildir.) Sonrasında çiftler ayrı ayrı bireysel terapilere devam ederek mevcut sorunun çözülebilmesiyle ilgili bireysel terapilerine devam ederler.
Bireysel olarak sıkıntı yaratan bireysel alışkanlıklar ve davranış şekilleri, kişinin kendi kontrolu dahilinde kendi lehine çevirebileceği duruma getirildikten sonra, çift tekrardan biraraya getirilir. Değişim süreciyle birlikte olumlu olumsuz tüm gelişmeler denetim altına alınıp konuşulduktan sonra psikoterapi süreci başarıyla tamamlanmış olur.