Hiç bir çift, boşanma ihtimalini düşünerek evlenmez. Sonsuza dek sürmesi dilenerek hareket edilen bir birlikteliğin, özellikle çocuk da var ise, kaliteli ve saygın bir şekilde sonlandırılabilmesi çok kıymetlidir.
Boşanma terapisi; çiftlerin baş etme güçlülüğü yaşadıkları durumlarla ilgili olarak, ilişki içersinde gerek bireysel kişilik özelliklerinden kaynaklanan sorunlardan olsun, gerekse ilişkiye müdahil olan aile büyüklerinden kaynaklanan durumlar olsun, ilişiki içersindeki problemlerin oluş biçimine ayna tutarak, çiftlerin nasıl hareket etmeleri gerektiğini gösteren bir terapi şeklidir.
Evliliklerini sonlandırma kararı vermiş çiftlerin, kendilerine, birbirlerine ve varsa çocuklarına zarar vermeden en sağlıklı ve bilinçli şekilde, boşanmalarına yardımcı olan bir terapi şeklidir.
Boşanma ne kadar doğru ya da yanlış nedenlerle gerçekleşiyor olsa da, başlı başına bir travma etkisi yaratır. Hiçkimse biteceğini bile bile bir ilişkiye girmez ya da evlenmez.
Güzel duygularla kurulan evlilikler ve ilişkiler, zaman içinde yaşam koşullarının kişinin üzerinde yarattığı etkiyle birlikte değişmeye başlar. Bu değişim süreci içinde partnerimize (eşimize) bakışımız, sevgimize ve hayata bakışımız da değişebilir. Bu tür durumlarla bu değişim sürecinin neden kaynaklandığını bulup, danışanın geçici mi, yoksa kalıcı bir değişim sürecinde olup olmadığını tespit edebilmek adına bireysel terapi sürecinden faydalanmak çok önemlidir.
Bazen kişi o an istediği şeyin gerçekte istemediği şey olduğunun farkına varabilir, düşüncesinden vaz geçebilir. Bazen de psikoterapi süreci verdiği kararla ilgili olarak netlike kazanmasına neden olur. Unutulmamalıdır doğru ve sağlıklı şekilde boşanabilmek en az doğru ve sağlıklı şekilde evlenmek kadar önemlidir.
Bireysel psikoterapi sürecinde faydalanılması gereken nokta, bireyi boşanmaya getiren etkenleri keşfederek ve aynı zamanda kişiliği ve seçimleriyle ilgili olarak neyi daha doğru yapması gerektiğini görmektir.