İlişkiler ve Grup Psikoterapisi
İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin? Mustafa Kemal ATATÜRK
Kadın olmak ne demek? Kadın gibi kadın olmak ne demek?
Geçmişdeki kadın profili ile bugünkü arasındaki fark nedir?
Erkek olmak ne demek? Adam gibi adam olmak ne demek?
Geçmişde var olan erkek rolleri neyle değişmeye başladı?
Ve bunlar bizi mutlu ediyor mu?
Cevap: ... Hayır ...
Çünkü sağlıklı bir ilişkide ne iki kadın olur ne de iki erkek...
Bir ilişkiyi sağlıklı bir şekilde yaşayabilmek için kadın ve erkek arasında hem duruş hem de roller bakımından farklılıklar olmalıdır.
Ve dolayısıyla biz EnaTherapia olarak diyoruz ki;
Kadın gibi kadını tekrardan yaratmak,
Adam gibi adamı yeniden oluşturabilmek,
Kadın ve erkeğin rollerini net olarak yaşayabildikleri ilişkiler zincirinin bir parçası olmak isterseniz,
Heyecanla sizi yeni açılacak grup çalışmamıza beklemekteyiz.
AMACIMIZ
İlişkilerde kadın ve erkek rollerinde birbirinin içine giren karmaşık yapıyı çözüp, gösterebilmek ve rol ayrıştırmaları yaparak, yaşanan yanlışlıkları net bir şekilde fark ettirebilmektir. Sonucunda ise farkındalıklarınız sayesinde sağlıklı ilişkiler ve aileler kurabilmenize zemin sağlamaktır.
Hayata ilk geldiğimiz an itibariyle cinsiyetimize göre belirlenmiş kuralların ve sınırların içine yerleştirilerek yaşamaya başlıyoruz.
Yeni doğmuş bir bebeğin kız ya da erkek olduğunu anlayabilmemiz için öncelikli olarak kıyafetinin rengine bakarız. Biliriz ki mavi ise erkek, pembe ise kızdır. Hazırlıklar da o şekilde yapılır zaten. Oyuncaklar, kıyafetler, aksesuarlar...
Kısaca dünyaya geldiğimiz an itibariyle, cinsiyetimize göre bizden beklenilenlerle büyüyor, büyütülüyoruz. Dolayısıyla kız çocuğu ya da erkek çocuğu olmak, kadın olmak ya da erkek olmak, baba olmak ya da anne olmak gibi roller bizi yetiştirenlere göre her ne demekse, biz de o kalıplar içinde kendimizi şekillendirip o kıyafetlere giriyoruz.
Uzun zamandan beri tartışılan bir konu var; “Kadın gibi kadın ya da adam gibi erkek kalmadı. Eskiden herşey çok farklıydı. Kadın kadınlığını bilir erkek de erkekliğini bilir.” gibi herkesin eski ile bugün arasında kadın ve erkek kimlikleri açısından gel git yaşadığı bir soru.
Tarih öncesi döneme yani insanların hayatta kalmak için avlanmaları ve yırtıcı hayvanlardan korumak için yerleşim alanları yaratmaları gereken döneme gittiğimizde, kadın ve erkeğin fiziksel gücüne göre bir takım roller edinilmiş olduğunu görmekteyiz. Erkek kadına göre daha güçlü ve dayanıklı olduğu için dışarda avlanan, evine yiyecek getiren, kadın ise evini derleyip toparlayan, düzen getiren, erkeğin avını sofraya yemek olarak getiren kişi olmuştur. Böylelikle çok net söylenebilir ki bir takım roller fiziksel güç ve özelliklerimizden neticesinde, bizden beklenilenlerle şekillenmiştir.
Zaman içersinde teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmaya başlamasıyla birlikte fiziksel güç yerini beyin, akıl ve iş gücüne bırakmıştır. Bununla birlikte modern yapı devreye girmiş, eğitim düzeyi artmış kadın ve erkeğin eşit şekilde yaşamaya başladığı bir düzen yaratılmaya başlanmıştır. Böylelikle kendini koruma ve korundurma ihtiyacı hissetmeden evine ekmeğini götürebilecek iş gücüne, mesleğe sahip kadın ve erkekler meydana gelmiştir. Kadın ve erkeğin hemen hemen eşit denilebilecek ekonomik kazanımlarıyla birlikte rollerdeki denge bozulmaya başlamış, kadın ve erkek rolleri sorgulanır hale gelmiştir.
Eskiden kadın olmak; çocukları, eşi ve ailesi için yaşamak, saçını yeri geldiğinde süpürge etmek, yumuşak huylu olmak, çok konuşmamak, itaat eden, alttan alan, affedici olan, şevkat , sevgi gösteren olmak... evinin kadını olmakdı. Şimdi ise bu tanım kadının da iş hayatına girmesiyle birlikte değişim göstermeye başlamıştır. Sahip olduğu rollere, iş kadını rolü de ekleninde, diğer rollerdeki denge de haliyle bozulmuştur. Çünkü artık sadece ev kadını, eş ya da anne rolü değil, aynı zamanda iş kadını rolü de hayatında bir yüzde parçası oluşturmaya başlamıştır. Bununla birlikte erkeklerle olan ilişkiler iletişimler ve beklentiler değişmiştir. Sonrasında da bir kavram ortaya çıkmıştır; “Erkek gibi erkek kalmadı. Kadın gibi kadın yok.”
Hayatımızı, rollerimizi, kadınlığımızı ya da erkekliğimizi, başarımızı... değerlendirme şeklimiz hep beklentiler ve onlardan aldığımız cevaplar neticesinde oluşur. Kendimizden ve diğerlerinden beklentimiz... Vereceğimiz cevaplar ise bizi, neyi isteyip neyi istemediğinize, neye ihtiyacımız olup olmadığımıza götürecek önemli yol gösterici kaynaklardır.
İlişkiler üzerine kurulan Grup Psikoterapisi Çalışması, kadın ve erkeğin olabildiğince eşit dağıldığı bir heterojen yapıda, grup üyelerinin birbirlerinin bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak, yaşadıkları probleme dair yanlız olmadıkları hissinin yanı sıra, sorunlara daha geniş ve objektif perspektiften bakıp, çözüm bulabilecekleri bir uygulama yapılmaktadır.
EnaTherapia olarak amacımız kadın erkek ilişkileri üzerine bütün bu soruların cevaplarını alabildiğiniz bir çalışma olanağı sizlere sunmak, sağlıklı ve mutlu birlikteliklere giden yolda beklentilerle ilgili dengenin ne kadar önemli bir unsur olduğunu gösterebilmek ve mutlu birlikteliklerle birlikte, mutlu ilişkiler ve aileler kurabilmenizin alt yapısını sağlamaktır.
İlişkiler Konu başlığıyla ilgili olarak Grup Psikoterapisi sürecine katılmak isteyen bireyler EnaTherapia iletişim hattımızdan bize ulaşabilirler.