Konsantrasyon Ve Dikkat Dağınıklığı Sorununuzu ‘Duyarsızlaşma’yı’ Öğrenerek Alt Edebileceğinizi Biliyor Muydunuz? Hemen açıklayalım .... :)
Boyundan aşağısı felç geçirmiş bir insan düşünün...
Bir yatakta uzanıyor.... Bütün duyuları gayet sağlıklı bir şekilde çalışıyor...
Bir arı vızır vızır kulağının dibinde dolaşıyor..... Arada bir gözünün içine girercesine yüzünün etrafına doğru da patinajlar çekiyor....
Kendini bilmez bir çocuk, onun hareket edemediğini gördüğü için, bütün kontrolü eline alarak, yattığı yatağı bir yukarı bir aşağıya doğru kaldırıp, indiriyor.... Arada da yanaklarını, gayet sinir bozacak şekilde sıkıyor...
Bakıcısı, felçli adamın odasında üstünü değiştirmek istediği için, adamın yüzüne bir bez koyuveriyor... Nefesiyle dahi yüzünden atamayacağı, kalın bir bez...
Felçli adam, bütün bunları üç saat boyunca farklı dozajlarda yaşarsa, ne olur? Nasıl tepki verir?
Tahmin edebileceğiniz gibi başta, bağırıp, çağırmak ister... sinirden kan atışı hızlanır... tansiyonu yükselir.... yüzü kızarmaya başlar.... Sonrasında verdiği tepkilerin hiçbir şeyi değiştirmediğini gördüğü için, içinde bulunduğu duruma küfreder, belki sinir krizi geçirerek ağlar.... ağlar, ağlar.... Peki sonra ne olur?
Duyarsızlaşma başlar...
Neyle birlikte duyarsızlaşma başlar?
Kabullenmeyle....
‘Bu çocuk ne cesaretle, benim yatağımı yukarı aşağıya doğru kaldırıp indirir? Nasıl bir çocuk bu!’
‘Bu kadın dünyanın parasını alıyor benden, nasıl böyle bir saygısızlık yapabilir!?’
‘Bir hareket edebiliyor olsaydım, bu arıyı tek hamlede yakalar, etkisiz hale getirirdim, Neden hareket edemiyorum ve diğer insanlar gibi değilim!’
Bütün bu sorgulamalar ve ‘Bu insanlar nasıl böyle davranır?’ sorgulaması, adamı kendi dışında herşeyi düşünmeye ve konsantre olmaya iter... Ve değiştirip, kontrol edemeyeceği şeyler olduğunu fark ettiği noktada da, pes edip duyarsızlaşmaya başlar....
Felçli bir adamsınız ya da kadın... Çok fark etmez... Aynı şeyleri yaşıyorsunuz... Kulağınızın dibinden geçen arı vızır vızır sinir bozacak şekilde hareket ediyor.... Çocuk yatağınızı gayet sinir bozucu bir şekilde bir yukarı bir aşağı hareket ettiriyor.... Bakıcınız ağzınıza bir bez koymuş bağırıp çağırmayın diye, bir de onu kıyafetsiz görmeyin diye yüzünüze kalın bir bez atıvermiş... Ne yaparsınız?
Felçli adamın başına gelenleri biliyorsunuz, farklı birşey yapmaz mısınız?
Neden siz kendi içinde bulunduğunuz durumu kabul edip, bunu oyun haline getirmeyi denemiyorsunuz?
Nasıl mı ? Düşünsenize, o çocuk sizden istediği tepkiyi almadığı sürece sizi yukarı aşağıya indirmeye devam eder mi? Oyununa karşılık vermediğiniz için sıkılır.....
Bakıcı sürekli üstünü değiştirecek mi? Eninde sonunda bezi yüzünüzden alacaktır.... Arı, başka bir hareket ya da hareketsizlik gördüğü noktada doğası gereği oraya doğru akacaktır ve sizi rahat bırakacaktır.....
Yani uzun lafın kısası, sinirinizi bozan şeyler; davranışlar, sesler, insanlar, canlılar, tutumlar, eninde sonunda bir yerlerde karşılığını almayınca sönüp gidecektir. Burda önemli olan nokta, sizin hayatta herkesi ve herşeyi kontrol edebilecek güce ve kontrole sahip olmadığınız gerçeğini, kabul ederek kendinizi rahat bırakabilmenizden geçmektedir. Yani duyarsızlaştırabilmek...
Konsantrasyon sorunu olan insanlar ya da dikkat dağınıklı olan bireyler, enerjileri çok yüksek bir şekilde, dışardaki tüm uyaranlara karşı son derece duyarlı ve tetiktedirler... Alıcıları çok açıktır... Son derece iyi gözlem yaparlar, herşeyi çok net görürler... Gördükleri için de, algıladıkları şeylerle beyinlerini meşgul ederler...
Sonuç ne mi olur? Kontrol edemedikleri şeyleri çözmeye, algılamaya ve değiştirmeye çalıştıkları için, kendilerine vermeleri gereken enerjileri ve konsantrasyonları kalmaz... Dolayısıyla yapmak istedikleri ve konsantre olmak istedikleri şeyler hep ertelenir... Bu da farklı bir, sinir bozucu durum olarak karşısına çıkar...
Bazı insanlar vardır, ilginize, konsantrasyonunuza değer insanlardır... Onların yarattığı konsantrasyon bozukluğu, ne arı vızıltısına, ne de bakıcı ve çocuk hikayesindeki olduğu gibi saygısız tutumlara denk düşer...
Onlara konsantre olmak bazen çok iyi bile gelir. Çünkü, güzel bir enerji verir, besler... Daha iyi hissetmenize ve huzur içinde yapmaya çalıştıklarınıza, devam etmenize neden olur...
Dolayısıyla siz siz olun, şayet etrafınızda, arı vızıltısı ya da saygısız bakıcı ve çocuk hikayesindeki gibi, değiştirme ihtimalinizin olmadığı insanlar var ise, kontrolünüzün dışında, birlikte kalmanız gereken aşamalarda, ne sinirinizi bozun, ne de yapılan davranışı, üstünüze alın... Sadece geçici bir zeka oyunu olduğunu düşünerek, bulmacayı kendi lehinize akıllıca çözün... Çünkü hiçkimse sinirinizi bozacak kadar değerli olamaz... Değerli olan biri de zaten sinirinizi bozmaz, bozsa da bunu fark ettiğinde düzeltmeye çalışır... Çünkü önemser...
Uzun lafın kısası, arı vızıltısı etkisindeki herşeye duyarsızlaşmayı,
Ender bulunan cinsden bir renk şölenine sahip sıradışı bir kelebeğin, kanat çırpışlarıyla birlikte, kendinize konsantre olmayı öğrendiğiniz güzel bir hayat geçirmenizi dileriz ...
‘Arı Vızıltısına Son! Kabilesi’nden Sevgilerle :)
Uzman Psikolog
Esin Nur Akyıldız
ENA
EnaTherapia :)