Hiç, daha önce bilmediğiniz bir ağacın altında otururken, üzerinize dökülen damlaların, önce bir su ıslaklığıyla kendini gösterip, sonrasında yavaş yavaş sarıdan kırmızı rengine doğru renk değiştirdiğini gördüğünüz oldu mu?
Sonra o ağacın bir yaprağına ve çiçeğine dikkatlice baktığınızda, o çiçeğin içinden akan bir damla olduğunu keşfettiğiniz?
Peki, ‘Acaba başka ağaçların da çiçeklerinden böyle damlalar akıp, farklı farklı renkler oluşturuyor mudur?’ diye düşündüğünüz?
Peki denediniz mi?
Yaşamın içinde, bazen farkında olarak, bazen olmadan bir takım şeyler yaşarız... Bazen yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi, keşiflerimizi yok sayarız... Bazen de onlardan öğrendiklerimizle, daha heyecanlı, daha mutlu, hayata sarılırız.
Peki ya siz hangilerindensiniz?
Tesadüfen üzerinize düşen bir rengin oluşturduğu etkiyi yok sayanlardan mı? Yoksa farkkettiği ve keşfettiği herşeye dikkatlice hayran hayran bakanlardan mı?
....
Eğer yok sayanlardansanız, biliniz ki hayat size ne kadar renkli şey sunsa da, o hayatın tadını çıkartamayacaksınız...
Neden mi?
Siz hiç düşünebiliyor musunuz, her daim ne olacağını bildiğiniz ve sürekli sizin kontrolünüzde işleyen bir hayatı... Ne kadar aynı ve ne kadar monoton olmaya başlar... Belli bir yerden sonra sıkılırsınız, hiç birşey yapmak istemezsiniz... Çünkü kontrol dışı ve süpriz hiçbirşey yoktur...
Herşey sizin uygun gördüğünüz ve yönettiğiniz şekilde gelişir... Üzerinize çok güzel kokulu ve hayranlık uyandıracak bir damla düşse de, onun güzelliğini göremeyecek kadar hayata 'olağan' bir gözle bakıyorsanız, zaten bu hayattan enerji alabilmenize ve dolayısıyla enerji verebilmenize de imkan yoktur.
Kendini yok sayan sizler, bazen öyle şeyler olur ki, hayat size kendiliğinden 'beni kontrol edemezsin' der. Tıpkı, yeni yıkattığınız arabanızın üzerine nerden aktığını bilmediğiniz çam balı gibi, ya da beyaz kıyafetinizle oturduğunuz bir cafede, üzerinizde tek damlasıyla tentidriyot etkisi yaratan ağacın çiçeğinin tek damlası gibi...
Bu hayat yok sayılarak harcanmayacak kadar kıymetli ve özel.
Yok saymayanlara gelince, sizler muhtemelen üzerinize akan kırmızı lekeye 'Hay Allah, lanet olsun bu ağaca, mahfetti kıyafetimi' diye homurdanarak, bulunduğunuz yerden kalkmazsınız.... Büyük bir ihtimalle, 'Ne güzel bir renk bu? Acaba renkler, bu tür tesadüfler eseri insanların kendi akılları ve kontrolleriyle bu renkleri nasıl üretebileceklerini icat ederek mi ortaya çıkmış?' diye düşünürsünüz...
Bu nedenle, Biz EnaTherapia olarak, oldukça sağlıksınız ve hayata güzel gözlerle bakmaya devam etmelisiniz, deriz. Şayet mümkünse de, hayat enerjinizi sizin gibi çıkaracak insanlarla iletişimizi yüksek tutup, hayata daha da hayran gözlerle sımsıkı tutunmanızı dileriz.
PS: Keşif ile icat arasındaki farka gelince, farkındaysanız hikayenin içinde kendiliğinden akıverdi.... :) Biri, kontrol ettiğiniz, diğeri ise kontrol etmenize hiç gerek kalmadan karşınıza süprizlerle çıkagelen... ENA