Hiç hayatınızda var olan engelleri, onları öyle görmemeye başladığınızda, nasıl ortadan kaldırabileceğinizi düşündünüz mü?
Ya o engel olarak gördüğünüz şey, aslında gerçek bir engel değilse...
Birlikte düşünelim mi?
Kendi hayatınızı, baştan sona bir gözden geçirir misiniz?
Olumsuz neler yaşıyorsunuz?
Neler sizi mutsuz ediyor?
Neler sizin kontrolünüz dışında gelişiyor?
Neleri gözünüzde çok fazla büyütüyorsunuz?
Nelerden kaçmak istiyorsunuz?
Neler sizi öfkelendiriyor?
Nelerden dolayı kendinizi ve hayatınızı engelliyorsunuz?
Evet teker teker hepsinin cevabını verdiyseniz, şimdiki sorumuz şu;
Bütün bunlar, yani verdiğiniz bütün cevaplar, kendi kendinize koyduğunuz engeller olarak karşımıza çıkıyorsa, en çok neyi yaşamak için koşar adımlarla gidersiniz?
Cevap:.......
Muhtemelen hepimizin cevabı farklı olmasına karşın, aslında aynıdır. Nasıl mı?
Herkes, yaşamak istediği hayata doğru akıp, gitmek istemez mi? Siz de, ben de, o da...
Yaşamak istediğim, kendi hayatıma doğru akıp gitmek... Kendi seçtiğimiz hayat... yani özgür hayat...
Peki, gerçek özlürlüğün tanımının ne olduğunu bilir misiniz?
Yapmak istediğin herşeyi yapmak mıdır? Hayır değil. Gerçek anlamda yapmak istemediğin hiçbirşeyi yapmak zorunda kalmadan yaşamaktır, gerçek özgürlüğün tanımı.
Bir düşünmek ister misiniz?
Neleri yapmak istiyorsunuz ve aslında neleri hiç yapmamak istiyorsunuz?
Ve ...
Bu yapmak istemediğiniz şeyleri size yaptıran şey ne?
Gerçek cevaplar istiyorum.
Evet aynen öyle, aslında kendi düşünce tarzınızla alakalı yaşadığınız herşey.
Fark etmişsinizdir umarım. Fark etmediyseniz de, ben hemen fark ettirmek isterim size.
Eğer o engel olarak gördüğünüz şeyler, ortadan kalktığında, koşar adımlarla o gitmek istediğiniz şeye gidemiyorsanız, aslında o hayal ettiğiniz ve gerçekleşmesini tüm kalbinizle arzu ettiğiniz şey, sizi korkutuyor demektir.
Neden mi? Belki de kaybetmekten korkuyorsunuz? Belki uzundur beklediğiniz şeyle bütünleşince hayatın duracağını ve biteceğinizi düşünüyorsunuz?
Belki de çok mutlu olmaktan korkuyorsunuz? Çünkü o kadar uzun zamandan beri mutsuzsunuz ki?
Peki bir soru daha... Ya siz bu kendi kendinize oluşturduğunuz çok da büyük engel olmayan engellerle, kendinizi oyalarken ve zamanı iyi değerlendiremezken... o çok ulaşmak istediğiniz insan ölürse, ne olur? Bu bazen bir aşık, bazen bir eş, bazen bir çocuk, bazen bir anne, bazen de bir baba, bazen de kendiniz olabilir.
O zaman ne yapacaksınız?
Galiba gerçek engelin ne olduğunu ancak o zaman anlayabileceksiniz.
Fark ettiniz değil mi? İnsan olduğunuzu. Hayalleriniz de engelleriniz de, ancak siz hayatta olduğunuz sürece varlar... Sizi öfkelendiren, ya da mutsuz eden şeyler, aynı zamanda içinde kendinizi sıkıştırdığınız kafesinizdir. Ama , bu kafes, sizin kendi kendinize oluşturduğunuz bir kafesdir. Şimdi artık farkındasınız, öyle değil mi? Hayatınızda engel olarak gördüğünüz her ne varsa, sizi gerçek anlamda seven biri zaten o engeli sizinle birlikte aşmak adına, her türlü desteği size verir.
Düşünür müsünüz lütfen. Çok fazla sevdiğiniz ve değer verdiğiniz bir insanın çok üzgün, mutsuz, sıkıştırılmış olduğunu hissettiğinizde ne yaparsınız? Ya da, böyle bir durum söz konusu olduğunda ne yapıyorsunuz? Hiçbirşey yokmuş gibi davranabilir misiniz? Kalbiniz zaten müsade etmez ki buna. O size engel olmak istese bile, rüyalarınız, iç sesiniz, içinizde hissettikleriniz sizi rahat bırakmaz. İşte aynısını, gerçek anlamda sizi seven ve size değer veren insan (ya da insanlar) için de, söylemek mümkündür.
Engel olarak gördüğüz her ne varsa, biliniz ki aslında onların hepsi sahte engeller. Çünkü bir insan eğer gerçekten birşey yaşamak istiyorsa, engel olarak görülen şeyi yok saymak yerine, çözerek, istediği şeye doğru saygın bir şekilde gidebilir. Gerçek engel, sadece kişinin hayatta olmaması sonucu mümkün olur. Bazı insanlar hayatta olsalar bile, o kadar çok değersiz hissederler ki, 'Ben olsam da, olmasam da çok önemli değil.' diye düşünürler. Dolayısıyla, kendilerini yok saydıkları için de, maalesef ki, karşılarında var olan engel, onlar için çözülmeye değer engeller değillerdir.
Bu dünyada, suyun olmadığı bir yaşam düşünebiliyor musunuz? Bu hayatta var olan herşeyin, çok kıymetli nedenleri olduğunu unutmadan, yaşamak istediğiniz ne var ise, su gibi engel tanımadan, berrak bir şekilde, istediğiniz gibi bir hayat geçirmenizi dilerim. Önünüzde, saygı duyulması gereken engeller ve nedenler varsa bile, lütfen onları yok saymak yerine çözerek, ayağınızın altında bağ oluşturmasını siz engelleyiniz.
PS: Engelle ilgili bir araştırma yaparken, karşıma çıkan güzel bir bilgiyi paylaşmak isterim. Avustralya’da kullanılan karmaşık ingilizcenin içinde geçen 'engel'in kelime anlamı 'melek'miş. Bilin ki, bu hayatta gerçek anlamda melek ruhlu bir insan, ne engel olur, ne de yaşamak istediğiniz hayatın önünde engel yaratır.
Gerçek meleklerden destek alarak,
Su gibi engel tanımadığınız, Çağlaya çağlaya akan bir hayatı,
Güneşin, tüm sıcaklığını bedeninize hissettirmesine izin vererek,
Üzerinize yapıştığını düşündüğünüz buzların erimesiyle birlikte, tüm çıplaklığınızla kendinizi hayata Ve...
Gerçekten sevdiğiniz insana teslim ettiğiniz,
Sıcacık, mutlu ve beyaz meleklerle dolu bir ömür geçirmenizi dileriz.
ENA