Eğer zamanı geri saracak bir şansınız olsaydı, bu günün aklıyla neleri değiştirmek isterdiniz?
“Bu saatten sonra hiçbirşeyi değiştiremem” diye düşünmeyin… Uzman bir psikologun kaleminden çıkan bir yazıdır bu. Kıymetini bilin ve tadını çıkartın lütfen.
Aynı sorudan devam edelim mi?
Eğer geri dönme şansınız olsaydı, neyi değiştirmek isterdiniz?
Çocukluğumuzdan itibaren anne ve babamızın oluşturduğu bir çeşit fanusun içinde hareket ederiz. Zannederiz ki, herşey anne ve babamızın oluşturduğu kurallar, doğru ve yanlışlarla şekilleniyor. Onların yanlış bulduğu herşey, yanlış. Onların doğru bulduğu herşey, doğru. Onların sevmediği insanlar, sevilmeye değmeyen insanlar, onların sevdikleri de, son derece kıymetliler.
Sonra zaman ilerler ve diğer insanlar ve o insanların, bakış açılarıyla da tanıştıktan sonra, bir bakarsınız ki başka doğrular, başka gerçekler, başka başka bissürü gerçek, doğru, yanlış var hayatta.
Ailenizin size öğrettiği yanlış ya da doğru olan pek çok şey, onların da kendi anne ve babalarından sorgulamadan aldıkları gerçekler. Bazıları son derece faydalı ve işe yararken, bazıları da, son derece zararlı bilgiler ve davranış şekilleri olabilmektedir. Peki şuandaki aklınızla, kendi edindiğiniz hayat tecrübeleri ve bunların sağladığı yararlarla, geçmişe gidip, birşeyleri değiştirme şansınız olsaydı, neyi değiştirirdiniz?
Geçmişteki, o vakitte, şu andaki aklıma ve bilgime sahip olsaydım, ‘Orda, şunu farklı yapardım.’ dediğiniz şey, ya da şeyler, neler olurdu? Yazmak ister misiniz?
O zamani elinize güzel bir kağıt ve kalem alın ve lütfen yazmaya başlayın.
Geçmişte, neler sizi çok olumsuz yönde etkilemişti? Düşünün ve yazın lütfen.
Örnekler…
1) İlkokuldayken, müzik öğretmenim yanağıma nedensiz yere tokat atmıştı. Çok utanmıştım, yerin dibine girmiştim ama annemle babama, hocama duyduğum korkudan söyleyememiştim. Keşke söyleseydim ve o hocaya haddini bildirseydiler.
2) Mahellede top oynarken, camına sert bir şekilde top çarpan bakkal amca kalkıp bana tokat atmıştı, babamı arayıp şikayet etmiştim ama hiçbirşey yapmadı. Keşke polise gidip şikayet etseydim. Ya da neden bana vuruyorsun ki? Ben hiçbirşey yapmadım' diye, kendi hakkımı kendim arasaydım.
3) Evden kaçtığı için öldüresiye bir şekilde ablamı döven babama, hiçbirşey olmamış gibi davranmıştım. Halbuki çok korkmuştum, korkudan tir tir titriyordum. Bu durum, hem anneme hem de ablamı babamın elinden almayan anneme karşı da, güven problemi yaşamama neden olmuştu. Babam, beni ablam gibi dövmesin diye, ablam gibi olmamak için elimden geleni yapmıştım. Keşke hatanın ablamda değil de, annem ve babamda olduğunu fark edip, annem ve babama “Ablamı bu duruma getirdiğiniz için sizden nefret ediyorum, nasıl anne ve babasınız siz böyle?” diye, hesap sorabilseydim ve onlardan korkmasaydım.
4) Küçükken kardeşime, şaka olsun diye, yıkanırken köpük atmıştım. Yüzüne şaka olsun diye attığım köpükle birlikte ökşürmeye başlayan kardeşimin verdiği tepkiden korkan bakıcısı bana “Napıyorsun sen çocuğu öldürecek misin?” diye bağırdığında çok korkmuştum. O günden sonra, belki bebeklere zarar veririm, diye hiç elime çocuk almadım… Keşke “Ne bağırıyorsun, ben de çocuğum, nerden bilebilirim ki!.... Seni babama şikayet edeceğim, benle böyle konuştuğun için…” deseydim…
5) İlk okuldayken, daha güzel ve hızlı yüzelim diye elimize cetvelle vuran yüzme hocasından çok korkardım ve nefret ede ede, istemeye istemeye yüzmeye giderdim. Sanki boynumdan iple bağlanmış köle gibi hissederdim kendimi. Keşke anne ve babama “Gitmek istemiyorum, o hocadan nefret ediyorum, bizi dövüyor ." deseydim. Ya da "Gitmeyeceğim, istemiyorum!’ yüzmedeki başarı, benden daha mı önemli?, görmüyor musunuz? mutsuzum ve gitmek istemiyorum, neden beni mutsuz olduğum bir yere götürüyorsunuz." diye anne ve babama sorsaydım.
6) İstemediğim halde sırf annem istiyor diye folklör dersine girmeye başlamıştım. Hocadan nefret ederdim, bize hep bağırırdı. Keşke, annemin beni anlamayacağını bilip, kendi kendime bahaneler uydurup, annemi ikna edip, bale derslerine girseydim.
7) Çok sevdiğim yeğenime, kontrol edemediği öfkesinden dolayı, yüksek sesle korkutarak eğitmeye çalışan babasının önüne, ablamdan dolayı geçememiştim. Halbuki, yeğenim korkudan dona kalmıştı ve yardıma ihtiyacı vardı. Bu beni inanılmaz çaresiz ve kötü hissettirmişti. Keşke “Ben de onun dayısıyım ve yeğenime sırf babası olduğu için böyle davranamaz” diyebilseydim.
8) Babam bizi çok severdi ama sevgisini bize hiç gösteremezdi. Keşke babama sorsaydım “Baba, neden bizi sevdiğini daha net bir şekilde ifade etmiyorsun” diye
19) ……….
Aklınıza gelebilecek herseyi yazıp çizebilirsiniz. İhtiyacınız olan şey, Keşkeden sonraki kısım….
Çünkü, bugünün aklı ve bilgisiyle, geçmişe gidip, birşeyleri değiştirmeye başladığınızda, belki geçmişi değiştiremeyeceksiniz ama, geleceğinizde ve şu anınızda gene benzer konularda, aynı hataları yapma ihtimaliniz, tamamiyle ortadan kalkmış olacak. Yani artık KEŞKE yerine İYİ Kİ ile başlayan cümleler kurmaya başlayacaksın.Keşke, geri gidip birşeyleri değiştirebilsek, ama en azından elimizde şuan ve gelecek var. Keyfini çıkartın.
ENA