Hayatımız boyunca yaşadığımız iyi tatlı güzel tecrübelerin dışında, bizi sarsan ve tekrar adım atmamızı engelleyecek şekilde deforme eden, acı deneyimlerimiz de olur.
Çoğu zaman hep geçmişte ve o yaşadığımız hayal kırıklığı ya da kırıklıklarında takılı kalarak adım atamamayı alışkanlığa dönüştürürüz. Çünkü korkarız… Hem de çok fazla korkarız… Zannederiz ki ne kadar eylemsiz durursam, o kadar güvendeyim ve o kadar az hata yaparım… Ve hiç kimse ve hiçbir şey bana zarar veremez artık… 'Dünyanın en güçlü insanı benim ..YAŞASIN!' deriz…
Değişim süreci üzerine yaptığı önemli araştırmalarla tarihe adını altın harflerle kazıtan Evrim teorisinin babası Charles Darwin'e göre ise, bir insanı güçlü yapan şey, ne geldiği ırk, ne de zekasıdır. Onu güçlü yapan şey, değişime karşı gösterdiği uyum ve adaptasyondur.
Güç; kaç yaşında, hangi konumda olursanız olun, kadın ya da erkek demeden…. Geçmişte aldığınız her türlü yaranın izini, karşınıza çıkanlara gösterip "Bütün bu gördüğün ama saklamaya çalıştığım izler, zamanında canımı çok acıtmış, beni kanatmış ama zamanla iyileştirebildiğim yaralardır… 'Ben bütün bu izlere ve hafızamdaki acılara rağmen, şuan ve şimdi ne hissediyorsam geçmişten hiçbir referans almadan sadece "şu an" da kalarak, hissettiğim her türlü duygunun arkasında duracağım." diyebilecek cesareti hissedebilip, hissettirebilmektir… Ve en önemlisi, hislerin bir kaç adım ötesine geçip, yaşayabilmektir…
Ağlamak, korkmak, sarılmak, sarmalanmak, öpmek, koklamak, konuşmak, haykırmak…. Her neye ihtiyaç varsa, çekinmeden ve kontrol etmeye çalışmadan serbest bırakıp hayata kendinizi teslim edebilmektir; GÜÇ. Dünyanın en öfkeli insanını gözünüzün önüne getirin…
Kim geliyor bilemiyorum.
O zaman bir değişiklik yapalım ve hayatınızdaki en öfkeli ve en yaklaşılamaz çatık kaşlı kişiyi gözünüzün önüne getirin… Hatta mümkünse yanına gidin ve bütün o çatık kaşları ve öfkeli itici enerjisiyle oluşturduğu duvarları yok sayarak, sıcacık sevginizle sarıp sarmalayın onu… Kendinize ve hissettiğiniz sevgiye güvenerek…. Sonuç çok şaşırtıcı olacaktır. Hem de çokkk...
Bir insanın ne kadar güçlü olup olmadığını anlayabilmenin en temel yolu ise, O kişinin kendisine her zaman silgi kullanabilme hakkı vererek, tüm ağırlığıyla kendini, yeni hayatına teslim edebilmesiyle mümkündür.
Geçmişten getirdiğiniz bütün kara kalem yazılarını, çamaşır suyu kıvamında bir silgiyle silebilecek güce sahip olduğunuzu unutmadan, yaşadığınız bütün olumlu, güzel başarıları, tükenmeyen kalemlerle yazdığınızı da kendinize hatırlatarak, değişimin yaşamınızda her daim var olduğu, 'sevgi güven ve güç' üçlüsünden başka hiçbirşeye ihtiyacınızın olmadığı bir yaşamı, tüm coşkunuz ve cesaretinizle yaşayabilmenizi dileriz.
Çünkü yaşamayı seçseniz de, seçmeseniz de, hayat tüm hızıyla devam etmektedir. Ya bu hayat denilen sahnede tüm ihtişamızıla başrolde oynayacaksınız, ya da sahnedekileri alkışlayanlardan olacaksınız.
Eğer hayat seçimlerden ibaretse, kendi hayatınızın başrolünde oynamayı seçenlerden olmanızı dileriz.
Psikolojiyle alakalı her rengin içinde yer aldığı farklı farklı sahnelerde, başrolü almak için gerekli ne varsa, yapmaya devam edecek olan ENA Therapia Psikoterapi Merkezi adına;
ENA