Öfke, Kontrol ve Başarı
"Öfke; çok güçlü bir duygudur. Fakat önemli olan, doğru zamanda, doğru miktarda öfkeyi, doğru insana, doğru şekilde gösterebilmektir." demiş, ünlü bir düşünür.
Gittikçe zorlaşan hayat şartları, yapılan haksızlıklar ve iş yerinde 'sorumsuz' davranış şekilleri yüzünden üzerinize daha da çok iş binmesine neden olan sorumsuz çalışanlar, hayatın kendi içinde var olan adaletsizlikler, dürüst olmayan insanlar, sizi anlamayan, bazen de bilinçli olarak anlamak istemeyen insanlar; bir ok yayı gibi gerilmenize ve sonrasında da kontrolünüzü kaybettiğiniz an itibariyle bir şeylere zarar vermenize neden olur.
Sonuç; siz kontrolünüzü kaybettiğiniz için, haklıyken haksız yere düşmüş olursunuz. Sizi kontrolden çıkartan olaylar, insanlar ve davranışlar değil de sizin kontrolünüzü kaybederek, ortaya çıkarttığınız davranış şekilleri ön plana çıkar. Dolayısıyla aslında, sizi öfkelendiren şeye konsantre oldukça kendinize, iş yerinizdeki duruşunuza ve kısacası geleceğinize zarar vermiş olursunuz.
Size zarar veren şey; sizin duruşunuz, kimliğiniz, saygınlığınız, iş konsantrasyonunuzu çok olumsuz yönde etkiler. Derken iş yerinizde zincirleme yaşanan öfke patlamaları, gerginlikler, iş motivasyonu ve iş performansında var olmaya başlayan düşüşler; bir anda kurum içindeki dengeyi bozduğu gibi, kurumun duruşunu ve gücünü de zedelemeye başlar.
İşte tam bu noktada, kurum sahibi ya da direktör, her insanın dönem dönem yaşayabileceği sıkıntılı dönemlerin var olabileceği gerçeğinden yola çıkarak, kurum içi çalışan değerlendirme raporuna baş vurabilir. Bazen öyle çalışanlar vardır ki, kuruma zarar verdiği ve dengeyi bozduğu görülse de, destek verilerek düzeltilmek için gereken özen ve destek sağlanır.
Bazen, gerek görülmez, bazen de kurumun kendi içinde yapılan, işin, kendi dinamiğinden kaynaklı, öfke kontrolsüzlükleri olabilir. Burada önemli olan nokta, bu güçlü ama zarar veren duyguyu, hem kurumun başarılı duruşu ve kimliğini zedelemeyecek şekilde, hem de kontrol altına alabilecek şekilde, nasıl dönüştürülebilineceğinin kişiler tarafından öğrenebilmesidir.
Peki, güçlü olan ve zarar veren bu duyguyu, zarar vermeyen ve daha güçlü bir duyguyla yer değiştirecek olsanız, bunu nasıl becerebilirdiniz?
İşte burada devreye, biz; işyeri (endüstriyel) psikologları girmekteyiz. Kurumunuza gelerek, yerinde yaptığımız tespitlerle birlikte, gerek öfke kontrolsüzlüğü yaşayan çalışanlar olsun, gerek kurum içinde öfke kontrolsüzlüğü yaşayan müşterileri nasıl kontrol altına almanız gerektiği olsun, her türlü ihtiyacınızı tespit ediyoruz.
Elde ettiğimiz tespitler sonucunda, nasıl eğlenceli bir oyun ile bunu sizin servisinize sunabileceğimizi kurguluyoruz. Ve sonrasında size, kurumunuzun yapısına uygun, bir ENA Oyun'uyla, çok güçlü olan öfke duygusunun etkilerindense, daha güçlü olan duygu olan sevgi, saygı ve kontrolle, nasıl var olan düzeni kendi kontrolünüz altına alabileceğinizi öğreterek, refleks haline getirmenizi sağlıyoruz.
Eğer, kurumunuzda var olan potansiyel öfke kontrolsüzlüğü yaşayan çalışanlar ve ya müşterilerin, öfke kontrolsüzlüğünü ortadan kaldırmak adına, nasıl bir şeye ihtiyacınız olduğunu tespit etmemizi isterseniz, bizi aramanız yeterlidir.
Size, sizi kendisine konsantre ettikçe gerginleştiren ve ruh ve beden sağlığınızı olumsuz yönde etkileyen şeyden ise, yumuşacık hale gelmenizi sağlayarak, huzurlu, dingin, tatlı ve samimi gülümsemeler atabileceğinizi öğretmek istiyoruz. Tıpkı, deniz kenarında yürürken, zıng diye karşınıza çıkarak, sizi oldukça güçlü olmasına rağmen sempatik tavrıyla gülümseten 'sürpriz balık; yunus balığı' gibi...
Yunus Balığınız olmamızı ister misiniz?